Kıbrıs’ta Gezilecek Tarihi Yerler

kıbrısta gezilecek tarihi yerler

Bugun Sizlere Kuzey Kıbrıs’ta Mutlaka Gezmeniz Gereken Tarihi Yerleri Detaylı Bir Şekilde Açıklıyoruz.

Kıbrıs’ta gezilecek yerler: Eşsiz manzaralar, tarihi dokular ve doyasıya dönüşüm fırsatı! En popüler turistik noktalar burada bulabilirsiniz. Kuzey Kıbrıs’a gelmeniz için o kadar çok amacınız olacak ki , gelişinizi ertelemek istemeyeceksiniz. Hadi Hiç Zaman Kaybetmeden heyecan verici turumuza başlayalım !

Kıbrıs'ta Gezilecek Tarihi Yerler

LEFKOSA SURLAR İÇİ

lefkosa surlar içi

Kıbrıs’in büyüleyici adımlarına atılın. Lefkoşa, sizlere tarihin ve güzelliğin iç içe geçtiği, eşi benzeri olmayan büyüleyici bir deneyim yaratıyor. Şunu hayal edin: Lefkos’un ileri görüşlü bir hükümdarı, şehri koruyucu duvarlarla çevreleyerek şehrin kaderini şekillendiriyor ve bugün dünyadaki ikonik Surlarla çevrili Şehir’i doğuruyor. Labirent gibi sokaklarda dolaşırken, antik duvarlardan ve canlı atmosferden yayılan cazibeye kapılmadan duramayacaksınız.

 

Bu tarihi kucaklaşmanın içinde, bir zamanların lüksün kalesi olan, şimdi ise güvenilir bir sığınak olan Arap Ahmet mahallesi yer alıyor. Şehir Kalabalığının ortasında gizli mücevherler arayan fotoğrafçıların cenneti olan şirin sokaklarda kendinizi kaybedeceksiniz.

 

Bu duvarların değişim ve adaptasyon çağlarına tanıklık etmiş olsa da, artık yaratıcılığın ve mevcut fenerleri olarak duruyorlar. Zanaatkarlık hazineleri sunan hareketli pazarlardan canlı festivallere ev sahipliği yapan rahat kafelere kadar Surlu Şehir, izlenilen kültür dokusuna kapılmaya zengin bir şekilde çağrılıyor.

 

Her tarafta Kıbrıs’ın ruhunun keşfedilmeyi bekleyen bir parçasını barındıran bu katlı sokaklarda bir yer. Geçmiş dönemlerin hikayelerini fısıldayan ve karşılığında muhteşem anılar vaat eden bu zamansız manzaraları keşfederken yolculuklarınızın ve tutkunuzun sizlere rehberlik etmesine izin verin. O halde çantalarınızı toplayın ve benzeri olmayan bir maceraya doğru yola çıkın. çünkü Lefkoşa, gezilmeye gerçekten de fazlasıyla değecek bir yer

LEFKOSA BUYUKHAN

lefkosa büyükhan

Tarihi surların içinde yer alan Büyük Han, Osmanlı mimarisinin bir hükümdarıdır. Kıbrıs’ın ilk Osmanlı Valisi Muzaffer Paşa tarafından 1572 yılında yaptırılan bu iki katlı harika, yıllar içinde çeşitli dönüşümlere uğradı. Bugün, ilişkilerinde kültür ve ticaret karışımına kaptırabilecekleri canlı bir merkez olarak gelişiyor. Han, Anadolu’nun hareketli bir çarşısı olarak geçmişini anımsatan, merkezi bir camii anlayışına 68 birbirinin aynı odaya sahiptir.

 

İçeriye adım attığınızda misafirleri zemin katta yer alan çeşitli mağazalar, depolar ve ofisler karşılıyor. Üst kata çıkıldığında sekizgen bacalara sahip şöminelerle rahat yatak odaları ortaya çıkıyor. Bu mimari zarif, zengin düzenli bir bakış sunmasının yanı sıra el sanatlarının satışı, kafelere ev sahipliği yapmak ve festivaller düzenlemek için canlı bir mekan olarak hizmet veriyor.

 

Kıbrıs’ın kültürel dokusunda sürükleyici bir deneyim arayan için Büyükhan, mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Karmaşık tasarımı ve canlı atmosferi, zaman ve gelenek içinde muhteşem bir yolculuk hissi verecektir.

LEFKOSA SELİMİYE CAMİİ

lefkosa selimiye cami

Kıbrıs’ın Lefkoşa kentinin kalbinde yer alan Selimiye Camii, nefes kesen bir mimari güzellik harikası olarak duruyor. Aslen 1209-1326 yılları arasındaki Lüzinyan döneminde Gotik tarzda inşa edilen bu saygın yer, bir zamanlar görkemli bir katedral olarak hizmet vermişti. Osmanlılar tarafından Selimiye Camii olarak yeniden adlandırılan cami, iki yüksek minare, süslü bir minber ve zarif bir mihrapla süslenmiş bir İslami ibadet mekanına dönüştürüldü.

 

Kökenleri 1209 yılındaki Ayasofya kilisesine kadar uzanan zengin bir tarihi bünyesinde barındıran Selimiye Camii, kültürel etkiler ile dini önemin birleşimini simgelemektedir. Kıbrıs’ın Türkler tarafından fethinin ardından bu kutsal alan, üç büyük koridoru ve karmaşık tasarımlı altı yan bölümü olan, saygı duyulan bir camiye dönüştü.

 

Selimiye Camii’nin ilgi çekici bir yönü, duvarları içinde yer alan esrarengiz türbeleridir ve bu saygın mabede gizem ve saygı havası katmaktadır. Her ziyarette konuklar, bu mimari cevheri tanımlayan hayranlık uyandıran ihtişama ilk elden tanık olurken, duygulardan oluşan bir dokuya bürünürler.

 

Kıbrıs’ın tarihi dokularında unutulmaz bir yolculuk yapmak isteyen gezginleri Selimiye Camii, muhteşem  cazibesi ve büyüleyici çekiciliğiyle çağırıyor. Asırlık gelenek ve kültürel öneme sahip bu ikonik simgesel yapının ihtişamının tadını çıkarırken, sizleri eşi benzeri olmayan duyusal bir maceraya sürükleyecektir.

LEFKOSA BARBARLIK MUZESİ

lefkosa barbarlık müzesi

Kıbrıs’ın başkentinin kalbinde, sakin bir bahçeyle çevrili, bir köşede yer alan tek katlı ilginç bir ev olan Barbarlık Müzesi yer alır. Bu müze, 21 Aralık 1963’teki Yunan katliamı sırasında Kıbrıslı vatandaşların başına gelen trajik olayların dokunaklı bir hatırlatıcısıdır. Duvarlarında sergilenen fotoğraflar, halkımızın o karanlık günlerde yaşadığı acıları ve yıkımı canlı bir şekilde tasvir etmektedir.

 

Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’ndan Binbaşı Dr. Nihat İlhan Bey tarafından iç savaşın ilk günlerinde, yani 24 Aralık 1963’te kurulan müzenin kasvetli bir tarihi var. Kutsi Hakan ve Feride Güdüm’ün trajik kaderi işte burada yaşandı ve Müze çatısı altında koruma altına alındı.

 

Kıbrıs’ı keşfetmek isteyen turistlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken yerler arasında Mavi Köşk ve Barbarlık Müzesi yer almaktadır. Odalarında dolaşırken, duvarlarına kazınmış sayısız kurşun iziyle karşılaşacaksınız; her biri sizi duygudan nefessiz bırakacak bir hikaye anlatıyor. Banyoya adım attığınızda bakışlarınız, o kader gününün tüyler ürpertici bir hatırlatıcısı olan, camla kaplanmış, kan lekeli üç bornoza çekilecek…

 

Kıbrıs’ta tarih ve anılar arasında heyecan verici bir yolculuk için bu önemli yerleri seyahat programınıza dahil ettiğinizden emin olun!

GIRNE KALESI

girne kalesi

Hareketli bir ticaret merkezi olarak yer alan bu ada, çağlar boyunca korsanların çalkantılı dansına ve savaşlara tanık olmuştur. Böylece, sürekli tahkimat ve genişleme sayesinde, artık devasa bir kale olarak duruyor.

 

Girne Kalesi sadece büyüklüğüyle değil aynı zamanda surlarının içindeki hazinelerle de övünmektedir.

 

Kendinizi kalenin harikalarına gerçekten kaptırmak için, keşif için tam bir gün ayırın.

 

Kıbrıs’taki Girne Kalesi’nin ihtişam dolu hatıralarını ve geçmişini yaşamanın tadını çıkarmaya bakın.

GIRNE – KARAOĞLAN ŞEHİTLİĞİ VE MÜZESİ

girne karaoğlanoğlu müzesi ve şehitliği

1974’te Şehitlik Anıtı, Kıbrıs Barış Harekatı’nda şehit düşenlere saygı duruşu niteliğinde bir anıt gibi topraktan yükseldi. Adını o çatışmada kaderiyle buluşan yiğit Alay Komutanı Albay İbrahim Karaoğlanoğlu’ndan alan bu anıt, fedakarlığın ve onuru temsil eden bir anıt olarak duruyor. Profesör Muammer Onat’ın hünerli elleriyle hazırlanan tasarımı, bir cesaret ve birlik hikâyesi anlatıyor.

 

Bu kutsal toprakta 5 Astsubay, 8 Subay ve 58 Astsubay ve Er yatıyor – anıları taş ve çelikle korunuyor. Şehitler Mezarlığı’na yaklaştığınızda, girişini anma nöbetçileri gibi ikiz sütunlar koruyor. Bir yüzü gururlu Türkiye Cumhuriyeti’ni tasvir ederken, diğer yüzü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni onurlandırıyor. Aralarında ortak vatanlarına açılan kapıyı simgeleyen açık bir alan yatıyor.

 

Heykelin kendisi, bu önemli operasyonu tanımlayan dört günü temsil eden dört sağlam ayak üzerinde dimdik duruyor. Gemi ve personel figürleri, kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ortak çabası, yani kargaşa zamanlarında birleşik bir cephe oluşturma duygusunu çağrıştırıyor. Heykelin her bir karmaşık detayı, o yürek parçalayıcı günlerde Türk askerlerinin sergilediği cesaret, kararlılık, merhamet ve yiğitliği anlatıyor.

 

Kıbrıs’ta gezmenin ötesinde keşfedilecek yerler arayanlar için bu Şehitlik anıtı, zengin tarihi ve dokunaklı sembolizmiyle dikkat çekiyor. Sadece geçmiş fedakarlıkların bir hatırlatıcısı olarak değil, aynı zamanda çalkantılı zamanlarda barış ve birlik için bir umut ışığı olarak da duruyor; Kıbrıs’ın derin mirasını saygı ve huşu ile keşfetmeye istekli olanlar için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.

GİRNE – YAT LİMANI

girne yat limanı

Arnavut kaldırımlı sokaklarında kadim masalların fısıltılarının yankılandığı Girne’nin esrarengiz geçmişine adım atın. Bu kıyı mücevherinin kökenleri gizemini korusa da, efsaneye göre Girne’nin kökleri onuncu yüzyıla kadar uzanıyor. Ancak limanında silinmez bir iz bırakanlar Venediklilerdi.

 

1489 yılında Venedik hakimiyetinin adaya yayılmasıyla Girne Limanı bir dönüşüme uğradı. Osmanlı akınlarına karşı bir kale görevi gören heybetli Girne Kalesi, uzak diyarlara açılan bir kapı olan bu hayati limanı korumak için inşa edildi.

 

Girne Limanı’nın denizcilik geçmişini geride bırakarak canlı bir eğlence ve eğlence merkezi olarak ortaya çıktığı günümüze hızla ilerleyelim. Büyüleyici restoranlar ve hareketli barlarla dolu bu bölge, sakin sularında dinlenmek isteyen yatları ve balıkçıları cezbetmektedir. Eğlence arayanların cenneti olan bu hareketli marina, her zevke ve bütçeye uygun bir şeyler sunuyor.

 

Kendinizi Girne sahilinin nabız gibi atan enerjisine bırakın. Tarihi çevrede modern çağın neşesinin simgesi olan bu hareketli limanı süsleyen ilginç kafelerde ve popüler barlarda içki eşliğinde hararetli sohbetlerin keyfini çıkarın. Girne’nin eğlence ortamının kalitesini en iyi şekilde hissedeceksiniz!

GIRNE – MAVİ KÖŞK

girne mavi köşk

Kıbrıs’ta mutlaka görülmesi gereken bir mücevher sizi bekliyor. Mavi Köşk. Büyüleyici mimarisi ve zengin tarihiyle büyülenmeye hazırlanın. Müze olarak hizmet veren bu gösterişli malikane, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin himayesinde hem yerli hem de yabancı ziyaretçileri nezaketle ağırlıyor.

 

Lüks tasarımıyla Mavi Köşk, keşfetmeye davet eden muhteşem bir havuza sahiptir. Bakış noktasından, masmavi gökyüzüne karşı pitoresk bir fon oluşturan Boğaz’ın ve görkemli dağların nefes kesen manzaralarını seyredin.

 

Her odanın klimayla titizlikle donatıldığını keşfederken zamanda geriye gidin; bu, çağına göre bir mucizedir. Musluktan sonsuz bir şarap akışı, entrika hikayeleri fısıldayan gizli geçitler ve içinden geçen herkesi hayrete düşüren bu duvarların arasında gizemleri gizleyen gizli kasalar hayal edin.

 

Çevresindeki zirveler tarafından görülemeyen bu malikanenin gizliliği, bu bulunması zor sığınağı nihai olarak ele geçirene kadar yiğitçe savaşan birçok asker için tehlikeli oldu. Bu kutsal salonlarda fotoğraf çekmek yasak olsa da, odaların ruhunu yansıtan görseller çok az.

 

Kıbrıs’ta bir maceraya atılın ve tarihin her köşesinde gözler önüne serildiği ve zamanda unutulmaz bir yolculuk vaat eden Mavi Köşk’ün harikalarını keşfedin. 

GIRNE BELLAPAIS MANASTIRI

girne bellapais manastırı

Avlunun yanında yer alan kilise, manastırın en iyi korunmuş yerleşim bölgesindeki bir mücevherdir. Cephesini süsleyen zarif İtalyan freskleri, antik çağ hikayelerini fısıldayan 15. yüzyıldan kalma başyapıtlardır. Kutsal duvarlarının içinde artık ünlü Bellapais Müzik Festivali sırasında klasik müzik meraklıları ve kültür meraklıları için bir sığınak olan büyük bir salon bulunmaktadır.

 

Daha da ileri giderek, manastırın yemekhanesi, her bir sanat eseri geçmiş dönemlerin bir kanıtı olan Gotik harikaları ortaya çıkarıyor. Doğuda, merkezi avluyu geçtikten sonra, dini işlerin ve ciddi müzakerelerin merkezleri olan rahiplerin odaları ve konsey odaları uzanır.

 

Toplantı salonunun kalbinde, bir zamanlar erken Bizans kilisesini süslediğine inanılan esrarengiz bir kalıntı olan tek bir sütun duruyor. Daha yüksek alemlere çıkıldığında rahiplerin meskenleri ve tarihle dolu bir hazine odası ortaya çıkar. Akşam karanlığında Girne’nin üzerinde bir fener gibi parıldayan bu kutsal cennet, yaz akşamlarında büyüleyici büyüsünü sergiliyor.

 

Bu mistik aurayı kucaklayan Bellapais köyünün kendisidir ve manastırın ihtişamına bile rakip olabilecek çekici manzaralara sahiptir. Kıbrıs’ın büyüleyici kucağında merak ve keşif vaatleriyle gezginleri cezbeden görsel bir senfoni burada duruyor!

GIRNE – ST HILARION KALESI

girne st hilarion kalesi

Kıbrıs’ın kalbinde yer alan, tarihin ön sıralarında yer alan, hayranlık uyandıran St. Hilarion Kalesi bulunmaktadır. Her adımda yükseldikçe, kalenin hikayeli geçmişini daha da derinlemesine araştırarak zamanda bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Beş Parmak Dağı’nda yer alan St. Hilarion, potansiyel Arap istilalarına karşı stratejik koruma sağlayan üç heybetli kaleden biri olarak duruyor.

 

Adını Kudüs’ün Arap kuvvetlerinin eline geçmesinden sonra Kıbrıs’a sığınan gezgin bir keşişten alan kale, eşsiz Girne manzaralarına sahip ve unutulmaz anılar bırakacak büyüleyici gün batımları vaat ediyor.

 

Önemli bir Kıbrıs kaçamağı için St. Hilarion Kalesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir destinasyondur. Tatiliniz sırasında zaman sadece bir kaleyi keşfetmeye izin veriyorsa, sizi bu büyüleyici topraklarda büyülenmiş ve daha fazla maceraya istekli bırakacak bir deneyim için St. Hilarion Kalesi’ni mutlaka ziyaret edin.

GUZELYURT – GUZELYURT DOĞA VE ARKEOLOJİ MÜZESİ

güzelyurt doğa ve arkeoloji müzesi

Güzelyurt’un hareketli şehir merkezinin kalbinde yer alan manastırın antik kilisesi, Bizans tarihi ile 18. yüzyıl ihtişamının muhteşem bir karışımıdır. Lüzinyanlar, orijinal Bizans yapısının kalıntılarının üzerinde görkemli bir giriş ve sağlam sütunlarla izlerini bırakırken, zarif kubbe 18. yüzyılda zirveye ulaştı.

 

Efsane, 12. yüzyılda Güzelyurt’ta yaşayan ve son dinlenme yeri kilisenin kuzey eşiğinin solunda bulunan, saygı duyulan Hıristiyan azizi Aziz Mamas’ın hikâyelerini fısıldar. Koni bölümü geçmiş dönemlere gönderme yaparak hem Lüzinyan hem de Venedik etkilerini yansıtıyor. Karmaşık üzüm, incir ve kalkan motifleriyle süslenmiş dört Venedik sütunundan biri, zaman içindeki işçiliğin bir kanıtı olarak duruyor.

 

Tarihi kayıtlara göre 1779 yılında kilisenin kuzey ve doğu taraflarında inşa edilen manastırın ek binaları, artık bir ofis alanı olarak modern faaliyetlerle dolu. Bu kutsal duvarların arasında gezinenleri tarihin hazinesi bekliyor; ziyaretçileri büyüleyecek, Kıbrıs’ın zengin kültür ve çağ dokusuna doğru bir yolculuk.

GUZELYURT – AZİZ MAMAS KİLİSESİ

aziz mamas kilisesi

Kıbrıs’ın hareketli bir şehir merkezi olan Güzelyurt’un kalbinde yer alan manastırın muhteşem kilisesi bulunmaktadır. Aslen Bizans döneminde yapılmış olan bu mimari harika, zamanla şekil değiştirmiş ve nihayet 18. yüzyılda görkemini ortaya çıkarmıştır.

 

Lüzinyanlar’ın antik Bizans kalıntıları üzerine diktiği sütunlarla süslenmiş girişten içeri adım attığınızda, bakışlarınız 18. yüzyılda bu kutsal alanı süsleyen görkemli kubbeye çekiliyor. 12. yüzyılda Güzelyurt’ta dolaştığına inanılan saygın bir Hıristiyan azizi olan Aziz Mamas’ın hikâyeleri fısıldıyor; kutsal dinlenme yeri kuzey kilise girişinin solunda yer almaktadır.

 

Koni şeklindeki bölüm, üzüm, incir ve kalkan motifleriyle karmaşık bir şekilde süslenmiş bir Venedik sütunu ile hem Lüzinyan hem de Venedik hükümdarlıklarını anımsatıyor. Tarihi kayıtlar, kilisenin kuzey ve doğu taraflarındaki manastır yapılarının 1779 yılında inşa edildiğini ortaya koyuyor. Bugün bu kutsal alan, hareketli bir ofis merkezi olarak hizmet veriyor.

 

Kıbrıs’ın zengin tarih ve kültür dokusunun ortasında macera arayanlar için bu dönüştürücü yeri ziyaret etmek, zaman ve inanç içinde heyecan verici bir yolculuk vaat ediyor.

GAZİMAĞUSA – NAMIK KEMAL MEYDANI

mağusa namık kemal meydanı

Venedik Sarayı’nın avlusunda yer alan, zarif dikdörtgen tasarıma sahip iki katlı büyüleyici bir bina, keşfedilmeyi bekliyor. Namık Kemal Meydanı’nın batısında zarif bir konuma sahip olan bu mimari cevher, tarihi cazibesiyle ziyaretçilerini kendine çekiyor. Tek bir kapı olan giriş, konukları nezaketle Venedik Sarayı’nın avlusuna yönlendiriyor ve zamanda unutulmaz bir yolculuğa zemin hazırlıyor.

 

Üst kata çıkıldığında, geniş dikdörtgen bir odanın önünde tünemiş görkemli bir şahin karşılanıyor ve çevreye mistik bir hava katıyor. Bu nöbetçi kuş, odanın üzerinde sessiz bir koruyucu olarak duruyor, yüzyıllarca süren tarihi ve geçmiş dönemlerin fısıltılarını izliyor.

 

Namık Kemal’in 5 Nisan 1873’te İstanbul Gedik Paşa Tiyatrosu’nda oynadığı dokunaklı ‘Vatan Ya Silistre’ oyununun ardından kader değişti ve dört gün sonra kendisini Kıbrıs’a sürgün edilmiş halde buldu. Başlangıçta alt kattaki zindanda mahsur kalan Vali Veyis Paşa’nın üst kata taşınmasına izin vermesiyle kaderi değişti. Nihayet 3 Haziran 1876’da V.Murat’ın affını bahşederek muzaffer bir şekilde İstanbul’a döndü.

 

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’ne bağlı Rölöve ve Restorasyon Şubesi’nin usta elleri tarafından titiz restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarının yapıldığı 1993 yılına hızla ilerleyelim. Bu sevgi emeği, Namık Kemal zindanı ve müzesine yeni bir soluk getirerek kapılarını Kıbrıs’ın zengin tarihine bir göz atmak isteyen istekli ziyaretçilere bir kez daha açtı.

 

Kıbrıs’ın hazineleri arasında macera arayanlar için bu site mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer; zaman içinde heyecan verici bir yolculuk vaat eden dayanıklılık ve canlanmanın bir kanıtı!

GAZİMAĞUSA – LALA MUSTAFA PAŞA CAMİİ

lala mustafa paşa cami

Lüzinyan hükümdarlarının dikkatli gözetimi altında 1298 ile 1312 yılları arasında hazırlanmış, Akdeniz diyarındaki benzersiz Gotik ihtişamı sergileyen bir zaman kapsülüne adım atın. Saygın Lüzinyan hükümdarları, St. Petersburg’da, Lefkoşa Sofya Katedrali’nde, Gazimağusa’daki St. John’un ve St. Nicholas Katedrali’nde Kudüs Kralı olarak taç giyme töreninin yapıldığı muhteşem törenlerle Lefkoşa’da saray düzenlediler. Bu tarihi ritüeller, 1571’de camiye dönüştürülene kadar zaman içinde yankılandı.

 

Fransa’nın Reims Katedrali’ni anımsatan, zarif tasarımın ve titiz korumanın kanıtı olarak duran batı cephesinin mimari ihtişamına hayret edin. Bugün büyüleyici bir çeşmeye dönüştürülmüş benzersiz Gotik tarzdaki pencereyle süslenmiş 16. yüzyıldan kalma bir Venedik galerisini keşfetmek için katedralin avlusunda dolaşın. Girişin yuvarlak pencerelerinin üzerinde, kültürel kaynaşma çağını simgeleyen bir Venedik arması gururla duruyor.

 

Yerel halkın ağacın bereketli hasadını sevgiyle Firavun meyvesi olarak adlandırdığı bahçenin gür yeşillikleri arasında dolaşırken duyusal zevklere dalın. Her köşe, Kıbrıs’ın tarihi hazinelerinde büyüleyici bir yolculuk arayan gezginleri cezbeden antik çağ ve zarafet hikayelerini fısıldıyor.

GAZİMAĞUSA – SALAMİS HARABELERİ

mağusa salamis harabeleri

Kuzey Kıbrıs’ta yer alan Salamis Antik Kenti, tarihin ve harikaların hazinesi olarak duruyor. 1952 ile 1974 yılları arasında kademeli olarak ortaya çıkarılan bu arkeolojik mücevher, parça parça gün ışığına çıkarıldı. 1974’te kazılar aniden dursa da, küllerinden doğan bir anka kuşu gibi, Ankara Üniversitesi 1998’de keşif ateşini yeniden yaktı.

 

Salamis’te yürümek, zamanda geriye giderek Roma İmparatorluğu’nun ihtişamına adım atmak gibidir. Görkemli yapıların kalıntıları – forum, spor salonu, agora ve hamamlar – antik çağdaki yaşamın canlı bir resmini çiziyor. Kentin kuzey ucunda, antik atletizmin bir kanıtı olan Salamis Gymnasium yer alıyor. Yazıtlar, M.Ö. 2. yüzyıldan kalma Helenistik bir spor salonunun hikayelerini fısıldıyor ve geçmişine yeni katmanlar ekliyor.

 

Bir zamanlar bu Helenistik harikayı üç taraftan kucaklayan revakların ortasında durduğunuzu hayal edin. Depremlerle sarsılan yapı, Augustus’un saltanatı sırasında eklenen bir doğu revakıyla yeniden ayağa kalkmak için ufalandı. Bu yaşayan müzedeki her taş bir direniş ve yeniden doğuş hikayesini anlatıyor.

 

Salamis, zaman ve kültürde bir yolculuk arayan gezginleri kollarını açarak çağırıyor. Kalıntılarını keşfedin ve Kıbrıs’taki büyüleyici bir macerada tarihin fısıltılarının size rehberlik etmesine izin verin

GAZİMAĞUSA – KAPALI MARAŞ

mağusa kapalı maraş

Kıbrıs’ın askeri bölgesi içinde yer alan tenha Maraş bölgesi, sıkı askeri kontrol altında olan ve her türlü sivil müdahaleden kaçınan yasak bir bölgedir. Çevrimiçi alanlar, komşu yapılardan çekilen uzak anlık görüntüler aracılığıyla geçmiş ihtişamına kısa bir bakış sunuyor. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bu yana mühürlenmiş olan bu bir zamanlar hareketli merkez, artık anılar dışında herkesin giremeyeceği sessiz bir nöbetçi olarak duruyor.

 

Bir zamanlar gösterişli otellerle dolup taşan hareketli bir tatil cenneti olan Maraş Bölgesi, şimdi savaşın yıktığı, zamanın donduğu yapıların ortasında eski ihtişamının fısıltılarıyla yankılanıyor. Tarihte donmuş bir hayalet kasaba, Mağusa’ya gitmeye cesaret edenleri bekliyor, görkemli sınırlarını aşmaya cesaret etmeden uzaktan unutulmaz manzaralar sunuyor. Bir rüya havada asılı kalıyor; Maraş’ın bir gün kapılarını halka açacağı, kaybettiği canlılığını ve çekiciliğini geri kazanacağı umudu.

 

Gölgeler ve yankıların dansında tarihin gizemle buluştuğu Kıbrıs’ın gizli mücevheri Maraş’ın esrarengiz cazibesini keşfedin.

GAZİMAĞUSA – BARNABAS MANASTIRI

barnabas manastırı

Salamis’in kalbinde canlı bir Yahudi topluluğu olağanüstü bir oğlunun doğumunu memnuniyetle karşıladı. Kutsal şehir Kudüs’te eğitim gören Barnabas, Hıristiyanlığı yayma tutkusuyla Kıbrıs’a döndü. Yolculuğu onu MS 45 yılında St. Petersburg’a götürdü; burada yolu Pavlus’un yolu ile iç içe geçerek imanda kırılmaz bir bağ kurdu.

 

Trajik bir şekilde, Barnabas’ın misyonunu körükleyen gayret, halkı arasında huzursuzluk yarattı ve onun zamansız ölümüyle sonuçlandı. Bir bataklığın karanlık derinliklerine gizlenmiş bedeni, denizde son dinlenme yerini bekliyordu.

 

Ancak bu trajedinin ortasında Aziz Barnabas’ın sadık müritleri, onun mirasının koruyucuları olarak ortaya çıktı. Onu Salamis’in batısındaki gizli bir mağaraya, Aziz Mathews tarafından hazırlanmış değerli bir İncil’i göğsünde kucaklayarak yatırdılar. Bu gizli dinlenme yeri, bir manastırın saygın topraklarına dönüşene kadar yıllarca gizemle örtülmüştü.

 

MS 477’de manastır gururlu ve kararlı bir şekilde duruyordu; duvarları bağlılık ve fedakarlık hikayelerini yansıtıyordu. Kutsal topraklarında, tarihi 18. yüzyıla kadar uzanan zarif ikonalarla süslenmiş görkemli Aziz Barnabas kilisesi bulunuyordu.

 

Kıbrıs’ın kucağında yer alan bu kutsal tapınağa doğru ilerleyin ve kendinizi Aziz Barnabas ve müritleri tarafından dokunan zengin duvar halılarına kaptırın. Kıbrıs’ın hikayeli geçmişindeki yolculuğunuzda önemli bir durak olan inanç ve dayanıklılığın bu vasiyetini keşfederken tarihin yankılarının zaman içinde yankılandığını hissedin.

KARPAZ – ALTIN KUM PLAJI

karpaz altınkum plajı

Tüm yıl boyunca yazın hüküm sürdüğü, güneşin öptüğü bir cennet olan Kıbrıs’ın kristal sularına dalın. Kuzey Kıbrıs, büyüleyici plajları, altın sarısı kumları ve safir gibi parıldayan tertemiz masmavi denizleriyle dikkat çekiyor.

 

Vahşi eşekler ve görkemli caretta carettalarla dolu engebeli bir burun olan Karpaz’ın evcilleştirilmemiş güzelliğini keşfetmek için hareketli şehir yaşamının ötesine geçin. Burada adanın en önemli mücevheri yatıyor; tüm Akdeniz’in en büyük ve en bozulmamış plajı olan, her gezginin mutlaka görmesi gereken, genişleyen altın kumlu bir alan.

 

Akdeniz ile Arap Yarımadası arasında yer alan Kıbrıs, zamana direnen benzersiz plajlardan oluşan bir dokuyla çevrilidir. Adanın masmavi suları ve kumlu kıyıları yüzyıllardır ziyaretçileri büyülemiş, doğa harikaları ve tarihi cazibenin eşsiz bir karışımını sunmaktadır.

 

Bazı plajlar çevreye verilen zararın izlerini taşırken, gizli koylar ve özel otel dinlenme yerleri, kirlilikten etkilenmeyen tenha cennetler vaat ediyor. Bu eşsiz güzelliği ilk elden deneyimlemek için bir yolculuğa çıkın; anıların ömür boyu sürmesini garanti eden bir macera.

KARPAZ – APOSTOLOS ANDREAS MANASTIRI

kıbrıs satilik müstakil ev 12

Karanın denizle uyumlu bir dansla buluştuğu Karpaz Yarımadası’nın en uç noktasında, Apostolos Andreas veya Zafer Burnu’nun saygın kutsal alanı yer alıyor. Bu manastır, hem Yunanlılar hem de Türkler tarafından kutsal bir saygının simgesi olarak duruyor.

 

Mucize Yaratan, Rüzgara Fısıldayan ve Gezginlerin Koruyucusu Apostolos Andreas’ı onurlandıran bu kutsal alandaki kilise, bir mistisizm havası yayıyor. Büyüleyici avizeleri, karmaşık ikonları ve görkemli mimarisi, manevi ortamı göksel yüksekliklere taşıyor.

 

Bu kutsal toprağı şereflendiren görkemli törenlerin ötesinde, ziyaretçiler derin bir ritüele, yani adak törenine katılmaya çağırılıyor. İster dindar Ortodoks hacılar ister Apostolos Andreas’ın ilahi takdirinde teselli arayan inananlar olsun, herkesi girişin yakınındaki adak noktasında bir mum yakmaya davet ediyoruz. Burada dilekler, bu siteyi tüm merak ve inanç arayanlar için vazgeçilmez bir hac yeri haline getiren zamansız bir gelenek içinde titreşen alevler üzerinde uçuşuyor.

 

Kıbrıs’ın gizli mücevherlerini arayışınızda Apostolos Andreas Manastırı’nın yol gösterici ışığınız olmasına izin verin; mucizelerin ortaya çıktığı ve duaların tarih ve saygıyla dolu antik taşlar arasında seslerini bulduğu bir yer.

Compare listings

Karşılaştırmak